Asgari ücret ne kadar olacak? Asgari ücret zammı için çok sayıda rakam konuşulurken siyasilerden de çeşitli öneriler geliyor. CHP asgari ücret için 30 bin TL, İYİ Parti 28 bin TL, DEM Parti 35 bin TL önerisinde bulunmuştu. Peki, bunların gerçekleşme ihtimali var mı? Asgari ücret zammında beklentiler neler? SGK Uzmanı Özgür Erdursun, asgari ücret ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu ve siyaset dünyasından gelen önerilerin gerçekleşme ihtimaline dair net konuştu. İşte detaylar...
Sözcü TV canlı yayınında konuşan SGK Uzmanı Özgür Erdursun "28, 30, 35... Siyaset dünyasından gelen öneriler böyle. Bunlardan herhangi birinin olma ihtimali sizce yüzde kaç?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Sıfır. Çünkü şöyle; dikkat ederseniz bakın asgari ücret sadece konuşuluyor. Asgari ücret dışında başka ücret alan yok gibi. Sadece siyasetçiler de asgari ücreti dile getiriyorlar. Ama asgari ücret değil sadece, tüm ücretlerin ele alınması gerekiyor. Şöyle deseler ben siyasetçileri anlarım; asgari ücretin işte 28 bin TL, 30 bin TL olması gerekiyor, tüm ücretlerin de aynı oranda arttırılması gerekiyor deseler anlarım. Yani bugün Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki asgari ücreti yüzde 77 artıralım. Peki diğer ücretleri yüzde kaç artıracağız? Arttırmak için kanun var mı, böyle bir zorunluluk var mı? Yok. Ee öyleyse şu anda çalışanların yüzde 50'si asgari ücretli, asgari ücret yüzde 77 artar ve diğer ücretlerin de aynı oranda artması ile ilgili yasal düzenleme olmazsa çalışanların yüzde 75'i asgari ücretli olur öyleyse. Sorun, daha çok siyasilerden şöyle aslında çözümler gelmeli; biz asgari ücretli sayısını nasıl azaltırız, asgari ücreti gündem dışı nasıl tutarız, bununla ilgili önerilerin gelmesi gerekiyor. Hükümetin de bu yönlerde bir çalışma yapması gerekiyor ama hükümet yıllardır sadece asgari ücreti oransal olarak arttırıyor, her asgari ücret arttıktan sonra asgari ücretle çalışan sayısı da artmaya devam ediyor. Çünkü bizim yasalarımıza göre bir kişi asgari ücretle çalışıyorsa asgari ücrete yapılacak zam oranında o kişinin aylığı artmak zorunda. Fakat diğer ücretlerle asgari ücretin üstünde çalışan kişinin aylığına zam yapma zorunluluğu yok bizim yasalarımızda. Bu nedenle asgari ücrete yüzde 49 zam yapıldığı zaman, örnek veriyorum; asgari ücretin yüzde 50 fazlasıyla çalışan kişinin aylığına yüzde 30 - 25 işveren zam yapabiliyor. Her geçen gün asgari ücret iyice ortalama ücret artık herkesin alacağı bir ücret durumuna geldi. Bu da tehlikeli bir durumdur aslında. Asgari ücretin evet artması gerekir mi muhakkak artması gerekir. İnsanlar ne yapsın yani asgari ücretle çalışan ya da diğer ücretle çalışan kişiler ama sadece asgari ücret burada konuşulursa diğer ücretler konuşulmazsa diğer ücretleri
aşağı doğru çekeriz, asgari ücreti bir miktar arttırırız ama bunlar da söz konusu yani bu söylemle asgari ücret artmaz, asgari ücretin artması için yani ücretlerin artması için belli bir rakamın belirlenerek sigorta priminden istisna duruma gelmesi gerekiyor.
Bir de mesela devlet şu anda memuruna, emeklisine ne kadar oranda artış yapacak? Yüzde 12 işte memuruna memur emeklisine yüzde 17 SSK Bağkur emeklilerine ortalama yüzde 15. Öyleyse gelirlerini de asgari ücretin maliyetinin gelirini de sadece yüzde 15 arttırıp, bakın bu çok önemli, maliyetini yüzde 15 artırıp bunun üstündeki farkın da asgari ücretli ya da diğer ücretlilerin cebine girmesi durumunda, asgari ücret evet olabilir, asgari ücreti 28 bin TL de 30 bin TL de olabilir ama düz geçmişteki mantıkla sadece asgari ücreti artırmak bir işe yaramaz.
Asgari ücrete artış yapılırken 2024 yılının Ocak ayında asgari ücret 2024 yılının enflasyonu baz alınarak artırıldı. Yani enflasyon yüzde 49'luk asgari ücrete bir artış yapıldı işte hükümet de şunu söylüyor diyor ki biz zaten 2024 yılının başında asgari ücreti artırdık, yüzde 49, enflasyon da yüzde 44 çıkarsa biz zaten onun üstünde artış yapmış olduk. 2025'e girerken de 2025 yılının hedeflenen enflasyonu şeklinde arttıracağız diyorlar.
Mesela biz enflasyonu yaşıyoruz o yaşadığımız enflasyondan dolayı onun farkını almadan bir sonraki enflasyona göre fark alıyoruz. Ama geçmişteki enflasyon farkı aylıkları erittikten sonra herhangi bir güncelleme yapılmadan bir sonraki yılın enflasyonu, hedeflenen enflasyonu şeklinde artışlar yapılarak tüm ücretler sadece asgari ücret değil tüm ücretler, emekli aylıkları bu nedenle zaten yerle bir oldu, alım gücü düştü, insanlar şu anda yoksulluk sınırının altında yaşıyorlar. Sizin de söylediğiniz gibi geçmişten gelen bir fark verilmediği için, sadece gelecekle ilgili enflasyon beklentisine göre artış yapılmasından kaynaklanan bir sorun yaşıyoruz. Hükümete göre her şey iyi, gayet iyi onlara göre. Çünkü onlar diyorlar ki, dediğim gibi, biz zaten yüzde 49'luk bir zam yaptık size, zaten enflasyon da yüzde 44 oldu ya da olacak.
Asgari ücrete ben yüzde 25 oranında artış yapılacağını öngörüyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da devreye girerse sizin dediğiniz gibi yüzde 5 de daha fazla arttırın anlaşın işçi işveren olarak derse şayet bu durumda da yüzde 30 olur. Yani 17 bin TL'lik asgari ücretin ben 21 bin 250 TL olacağını, maksimum seviyede de 17 bin TL olan asgari ücretin 22 bin - 22 bin 250 TL civarında bir rakamda kalacağını düşünüyorum.
Muhalefet tabii 30 bin TL olarak açıklama yapıyor, 28 bin, 35 bin TL gibi açıklamalar sonrası daha fazla bir baskı olursa da maksimum belki de yüzde 35'lere kadar çıkabilirler ama ben bunun ihtimalini yüzde 10'lar civarında görüyorum. Yani asgari ücrete ben yüzde 75 oranında beklentim yüzde 25 oranında artış yapacakları yönünde. Diğer kalan da yüzde 30'lar civarında olur diye düşünüyorum. Yüzde 25 oranında artış
yapmaları şu anda çok yüksek bir ihtimal.
Zaten asgari ücret Ocak ayında artış yapıldı diye Ocak ayında asgari ücretlinin cebine girmez, Ocak ayı biter Şubat ayında girer. Ama şu önemli bir durumdur; asgari ücrete yapılacak oran kaç olursa olsun yasal bir düzenleme yapılarak diğer ücretlilere de aynı oranda artış yapılmalı, bu bir.
İkincisi; muhakkak işverenler daha yüksek oranda çalışanına para vermek istedikleri zaman devlet burada bu işe ortak olmasın belli bir istisna tutarı belirlensin o tutar da sigorta primi ve vergiden muaf olsun ve o rakamlar da çalışanların ayrıca cebine girsin. Biz bu şekilde ücretleri arttırabiliriz. Belki şunu söyleyenler olabilir; devlet kendi gelirini artırmazsa bu sefer emeklisinin aylığını, memurun aylığını nasıl verecek? Biraz önce söylediğim gibi devlet memurunun ve emeklinin aylıklarını nasıl ki ortalama yüzde 15 arttıracaksa öyleyse kendi gelirlerini de, sigorta prim gelirlerini de yüzde 15 oranında arttırsın. Ama asgari ücret daha yüksek oranda artıp bu aradaki fark çalışanların cebine girsin, sadece asgari ücretlerin değil tüm çalışanların cebine girerek... Bizim aslında şu asgari ücret meselesinden kurtulmamız gerekirken her yıl aynı konu gündeme geliyor ve biz biraz daha aslında bataklığa saplanıyoruz. Çünkü asgari ücretli sayısını arttırıyoruz. Avrupa'da bakın asgari ücretle çalışma oranı yüzde 3, Türkiye'de yüzde 50. Her geçen zam sonrasında asgari ücretli sayısı artıyor.
Asgari ücret mesleğe giriş ücretidir ve asgari ücret meslekte tecrübe kazanma ücreti olmalıdır. Asgari ücret bir miktar düşük olmalıdır, diğer ücretler artmalıdır. Bunun için de şu da belirlenebilir; bir kişi bir meslek kodunda işe girdikten sonra işte 6 ay asgari ücret alabilir, 8 ay asgari ücret ya da 1 yıl asgari ücret alabilir, aynı meslek kodunda çalışmaya devam ederse artık asgari ücret alamaz, şu rakamların altında kalamaz deyip asgari ücretli sayısını azaltıp diğer ücretlilerin sayısını arttırmamız lazım, diğer ücretlilerin gelirleri arttıkça aslında çalışma hayatında da işverenlere de daha fazla yararı olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü düşük ücretle çalışan kişiler işe motive olmadıkları için verimliliği de çok az.
Biz şu anda ülkemizde şunu yapıyoruz asgari ücreti çok fazla konuştuğumuzda asgari ücret diğer ücretlere oranla daha fazla artıyor ancak maalesef diğer ücretler artmıyor. Diğer ücretler artmadığı için ortalama ücretler düşüyor, ortalama ücretler düşerse şayet bu durumda da çalışanlar asgari ücret ve asgari ücrete yakın çalışan sayısı çok olduğu için emekli olduğu zaman da işte devletin tamamlayacağı 12 bin 500 lirayı alanların sayısı artıyor. Bizim ülkemizde asgari ücretli sayısı ne kadar az olursa, diğer ücretli sayısı ne kadar fazla olursa o kişiler emekli olduğunda da iyi emekli aylığı da alabilirler. Çalışanları biz asgari ücret ve asgari ücrete yakın rakamda toplarsak hem verimlilik azalır hem o kişiler geçimini sağlayamaz, ileride emekli oldukları zaman da çok düşük potansiyel şu anki 12 bin 500 liraya aday olurlar. Bu nedenle biraz daha kapsamlı sadece günü kurtaracak değil orta vade ve uzun vadede de hem çalışanların işverenlerin ve devletin yararına olacak yeni uygulamaları devreye sokmamız gerekiyor. Bugün ben yanımda çalıştırdığım personele ücretler düşük, asgari ücret düşük biraz daha katkı koyayım bir 5 bin TL daha fazla vereyim dediğimde devlet yaklaşık olarak 2 bin 500 lira öyleyse bana da vereceksin diyor, sigorta primi ve vergi olarak. İşte belli rakamlar en azından istisna tutulursa işverenlerin de önü açılsın, yanında çalıştırdığı personelini işverenler de kaybetmek istemiyor ama işverene daha doğrusu işverenler çalışanına bir yarar sağlamak için küçük bir katkı vermek isterse oradan hemen devlete de pay vermesi gerektiği konusu da maliyetleri arttırıyor. Bu maliyetler de daha sonra işverenler tarafından mala ve hizmetlere yansıyor. Bunun neticesinde de ürünlerdeki fiyat artışlarını zaten Ocak ayında göreceğiz, enflasyon hedefine de 2025 yılında zaten ulaşacaklarını da zannetmiyorum. Çünkü ücretler o kadar düşük kaldı, emekli aylıkları düşük kaldı ki daha oransal olarak bakın yüzde 40 deseler de yüzde 50 deseler de insanlar yüzde 70 deseler de olacak tüm rakama itiraz edecekler. Çünkü bir taraftan da insanlar haklı olarak geçinemiyor. Bu konuda apayrı farklı bir konu. Yani bu konuyla ilgili emekli aylıklarının ücretlerin böyle bir güncelleme gerekiyor. Her şeyin fiyatı güncellendi, sabit ücretler güncel değerini korumadığı için oransal artışın çok da bir önemi kalmıyor artık"