Finansal “kürede” bir tartışmadır gidiyor... “İkinci dip mi geliyor” diyor bir taraf. Goldman Sachs’ın önderliğini yaptığı bir kesim de “Ne dibi, buralarda güç toplayan finansal piyasalar yeni bir ralliye hazırlanıyor” diyorlar. İkinci dip diyenler “1929’daki ‘Büyük Depresyon’ yerine 2008’de başlayan ve halen daha devam eden ‘Büyük Resesyon’un henüz sonuna gelmedik” diyorlar. Dow’da yeniden 6.500’lere gidileceğini iddia ediyorlar demektir.
Haklı olabilirler mi? ABD’de son açıklanan işsizlik, üretim ve son olarak da ev fiyatlarında bir türlü istenen seviyelere gelinememesi ve hatta zirvelerden iniliyor olması ralli olacağını iddia edenlerin elini zayıflatıyor.
Ben oyumu ne “rallicilerden”, ne de “ikinci dipçilerden” yana kullanıyorum. Yine de benim oyum ikinci dipçilerin “kampına” daha yakın. Fed Başkanı “Helikopter Ben” ve onun işbirlikçilerinin sağladığı “bedeva para” ile sağlanan yükselişin sona erdiğine, önemli bir düşüş/düzeltme döneminin içinde olduğumuza inanıyorum. Bu sürecin sonunda Dow Jones’ta 7.500 ya da 8.200’den birinin görüleceğini, öncesinde yaşanacak yükselişlerin kalıcı olamayacağına inananlardanım.
Yine de bu hafta ABD’de kârların açıklanmaya başlayacağı bir hafta olacak. JP Morgan Chase, Bank of America ve General Electric hisse senetlerinin kârları bu hafta açıklanacakların arasında.
Ekonominin büyümeyi başardığı, tüketicinin güveninin yükseldiği, iş bulma umudunun da buna paralel arttığı bir dönemin kârları açıklanacak.
Ancak ikinci çeyreğin ortalarından itibaren tüketici güven endeksi, siparişler ve istihdam tarafından gelen haberler ikinci dibi çağrıştırırken, henüz daha kârlara yansımış olamaz. Asıl etkiler üçüncü çeyrekte ortaya çıkacaktır. Hele ki piyasalarda ikinci dibi çağrıştıracak denli sert düşüşlere şahit olursak, önümüzdeki dönemde piyasalardaki volatilitenin daha da artması söz konusu.
Dow Jones Endeksi’nde geçtiğimiz Cuma günkü kapanış; 10.194’ten geçen 50 haftalık hareketli ortalamanın çok az üzerinde olan 10.198’den gerçekleşti. Bu hareketin hafta başında 10.260-310 seviyelerine doğru bir yükselişe tanık olabileceğiz. Ancak sonrası için çok da umutvar değilim. Yeniden 10.000’in altına inilmesi ihtimali oldukça kuvvetli.
Unutmayalım bu hafta Avrupa’da stres testinin “ağırlığı” hissedilecek. Her ne kadar piyasalar sonuçların önümüzdeki hafta sonuna doğru açıklanmasını bekliyor olsa da “tahminler” yapılmıyor değil.
Credit Suisse ihtiyaç duyulabilecek sermayenin 90 milyar euroya (114 milyar dolar) ulaşabileceğini hesaplamış! Büyük rakam değil! ABD’nin sadece AIG’ye 180 milyar dolar harcamasının yanında para mı?
Ola ki bankalar bu testten yarasız beresiz geçecek olur ise piyasalarda Goldman’ın belirttiği gibi bir ralli olur mu? Onu da beklemiyorum. Zira özellikle son bir haftadaki yükselişlerin ardında bu “olumlu” beklenti yok muydu? Madem bankalar bu sınavı da 4.5’tan 5’le geçecekler o zaman “strese ne gerek vardı?” diyenler borsaları yükseltmediler mi? Sonuç olarak “rallinin” bir kısmı yaşandı bitti kaygısızca...
Bu haftanın “göstergesi” euro/dolar paritesi olacak!
Geçtiğimiz hafta içinde 50 günlük hareketli ortlamanın üzerine çıkmayı başaran parite, 1.5142’den bu yanda gelen düşüş trendine 1.2723 ile ulaştı, ancak trendi aşamadı.
Bu trendin (hafta başında 1.27 ile başlıyor ve her gün 15 pips düşüyor) kararlı bir şekilde yukarı kırılması durumunda bambaşka debgelerden söz ediyor olacağız. Hatırlatmakta fayda var: Euronun güçlenmesi, sadece Euro Bölgesi’nin “stresini atmasından” olmayacak, ABD’deki özellikle kredi ve eyalet borçlanma piyasalarındaki tatsızlıkların da payı olacak. Yani euronun güçlenmesi değil, doların zaafiyetinden olacaktır.
Yine de benim beklentim euronun 1.27 seviyesini; özellikle de haftalık kapanış bazında; aşmaması yönünde. Aşması sert hareketleri de beraberinde getirecektir. Paritenin 1.26’ların üzerinde kalması, dolar/TL kurlarında 1.5450’nin daha sık işlem görür hale gelmesine yardımcı olacaktır.
Arızi olarak 1.5350’lere gelinse de 1.5450 seviyelerinin önemli bir “destek” görevi görecektir. Altına inilmesi durumunda ise ilk hedef 1.5150 olacaktır.
ALİ AĞAOĞLU-VATAN