FİNANS

Manipülasyon'un tanımı genişledi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) manipülasyona karşı daha ciddi tedbirler almak için harekete geçti.

Referans Gazetesi'nin haberine göre, Avrupa Birliği (AB) düzenlemelerine uyum çerçevesinde çıkarılacak yeni kanunla ilgili hazırlıklara başlayan SPK, yeni yasayla birlikte sadece işlemleri değil emirleri de manipülasyon tanımına dahil etmeye hazırlanıyor. SPK, AB'ye uyum çerçevesinde gelecek yasa döneminde ve 2010 yılında mevzuatta hangi değişikliklerin yapılacağına ilişkin bir çalışma başlattı. 1 Ekim 2007 ile 30 Eylül 2008 tarihleri arasında çıkarılması planlanan ilk uyum yasa değişiklikleri içinde içerden öğrenilen bilgiye ilişkin yeni düzenlemeler yapılacak.

Öncelikle içerden öğrenilen bilginin tanımı AB düzenlemeleri ile uyumlu hale getirilecek ve içeriden öğrenenlerin ticareti fiiline "teşebbüs" hususu da dahil edilecek. Böylece de manipülasyon sadece işlemlerle sınırlı kalmayacak ve emirler de tanım içine dahil edilmiş olacak. Manipülasyon arz ve talebin serbest bir şekilde etkileşimini engelleyerek fiyat mekanizmalarına müdahalede bulunmak, insanları kandırarak bir menkul kıymette işlem yapmaya sevk etmek, menkul kıymet fiyatını yapay bir seviyede tutmak maksadıyla tasarlanan eylem olarak tanımlanıyor.

Diğer yandan ihraççılara da yeni yükümlülükler getirilmesi planlanıyor. Örneğin ihraççılar kamuya açıklanmamış, menkul kıymetin fiyatına etki edebilecek her türlü içeriden öğrenilen bilgiyi belirli bir süre zarfında kamuoyuna duyuracak. İnternet siteleri üzerinden belirli bir süre içinde öğrenilen bilgiyi duyurmakla yükümlü olacak.

Ayrıca ihraççılar meslek, görev gereği veya başka yoldan içeriden öğrenilen bilgiye ulaşabilecek kişilerin listesini hazırlamak, güncellemek ve bu listeyi düzenleyici, denetleyici otoritenin talebi halinde vermek zorunda kalacaklar. Bunun yanı sıra ihraççıların "geri alım programları" ve "finansal araçlara ilişkin fiyat istikrarını sağlayıcı işlemlerin" içeriden öğrenenlerin ticareti veya manipülasyon olarak kabul edilmemesine yönelik düzenlemeler de yasa değişikliği içinde yer alacak.

Yatırımcıların korunmasını amaçlayan Yatırımcıyı Koruma Fonu'nun kapsamı da genişletilecek. Şu anda Yatırımcıyı Koruma Fonu, müşterilerine karşı olan nakit ödeme ya da finansal araç teslim yükümlülüklerini yerine getiremeyen aracı kurum ve bankaların müşterilerine belli bir tutara kadar alacaklarını ödüyor. Ancak bu sadece hisse senedi ile sınırlı. Bu tutar 2007 yılı için 48 bin 203 YTL olarak uygulanıyor. Ayrıca yatırımcı tazmin tutarının da AB direktifinde belirtilen asgari tutar esas alınarak yeniden belirlenmesi düşünülüyor.

SPK, izahnamelerde de değişikliğe gitmeyi planlıyor. Halka arzlarda izahname yayınlanmasının zorunlu olmayacağı haller daha kapsamlı düzenlenecek. Tüm ihraççılara izahnamenin tek bir döküman halinde ya da ihraççı hakkındaki bilgilerin yılda bir güncellenerek kamuya sürekli olarak sunulduğu buna bağlı olarak ihraç anında daha kısa sürede işlemlerin sonuçlanmasını sağlayan bilgi setinin kullanılması olasılığı getirilecek, daha önce yayınlanmış bilgilerin izahnamede referans yoluyla yer alması sağlanacak. İzahname sermaye piyasası araçlarının ihracında ya da halka arzında ortaklıklarca halkı şirket ve hisse senetleri konularında bilgilendirmek amacıyla düzenlenmesi gereken belge olarak tanımlanıyor.

Ayrıca yatırım fonları "açık uçlu" hale getirilecek. Yatırım fonu kurucusu olabileceklerin de kapsamı genişletilecek. SPK, tüm hisse senetleri için yapılan elde etme çağrısından sonra gerekli şartların oluşması halinde çağrı sonunda ortaklara ayrılma hakkı vermeyi düşünüyor. Ayrıca çağrı ile ilgili Kurul düzenlemelerine uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımlar da ağırlaştırılacak.

Yine AB düzenlemelerine paralel olarak 2010 yasama yılında Sermaye Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılacak. 3 yıl sonra getirilmesi planlanan değişiklikle de,menkul kıymet ve nakit takas sistemlerinin işleyişi, sistem, transfer emri, takas kurumu, merkezi karşı taraf gibi kavramlar AB düzenlemeleri ile uyumlu hale getirilecek. Bu çerçevede menkul kıymet ve nakit takas sistemlerinde henüz takas yükümlülükleri gerçekleştirilmeyen yani sonuçlandırılmayan bir ödeme emri veya menkul kıymet alımından doğan yükümlülükler aracı kurum veya bankanın iflas etmesi, tedrici tasfiye veya yeniden yapılandırma kararı gibi iflas işleminin başlaması durumunda dahi geçerli olmaya devam edecek.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler